Bana sanki alt dişleri dökülmüş gibi geldi. Şuradan bi incele istersen.

www.google.com.tr

yavruysa diş dökmesi normal. ama yavru değilse sıkıntı

Yasi nedir kedinin?

2,5 yasinda. 1 kere dogurdu.

fotoyu açamadım ben iş yerinde. başka bir linke daha koyun isterseniz.

alt çenedeki dişler gitmiş. bir yerden falan düştü mü ?

veteriner değilim ama bi kedim var ondan deneyimlediğim kadarıyla bu çene altındaki kabuklanma dış parazit, alerji yada mantar gibi bişey olabiliyo. benimkinde de dönem dönem olur ben kaşımasını engellemek için yakalık takıyorum ve veterinerin önerdiği bikaç şey sürüyoruz. geçiyo. kabuk siyah mı yoksa deri üzerinde döküntü gibi mi?

rengi pembe gibi siyah değil

parazit için ilacını düzenli yaptırdım :(

yemeğini yediği kap plastik veya köpüktense alerji yapıyor olabilir. benim kızın ağız burun bölgesinde siyah kabuklanmalar çıkmıştı.
yemek kabı cam, metal veya seramik olmalı, yemeğini bitirince çok sıcak suyla sabunlayarak yıkayın.

Yemek kabını düzenli yıkamamak da buna sebep olabiliyor.

Tesekkurler, mama kabi metal, suyunu da cam kaba koyuyorum. Ama daha sık yikayacagim artik.

pembe döküntü gibi olduğuna göre alerjik bi durum var kesin. iyi gözlemleyin. alerjik kedilere özel mamalar var. karaciğeri yormayan vs bir sürü çeşitleri var o tür bi mamayı deneyin.

akne olabilir. bir krem ve bağışıklık arttırıcı hap kullandık 10 günde geçti. farklı veteriner de çözüm olabilir.

kedi dişi mi erkek mi? farkediyo mu bilmiyorum gerçi ama dişi olan kedimi kısırlaştırmak istediğimizde veteriner o dönem bittikten sonra getirmemizi söylemişti. bi müddet beklemiştik çok zor bi dönem ama biraz sabret ya. ameliyattan sonraki haline hiç kıyamıyo insan. hala bazen onun o halini düşünüp üzülüyorum.

veterinere bi sorun bazen cinsiyete de bağlı olarak işlemi yapabiliyorlar ama kediyi iyi gözlemlemeniz gerek kızgınlık bitmese bile azalmış olmalı

ilaç vermeyi deneyebilirsiniz, daha 4 aylıkken kedimiz kzıgınlığa girdi ve 1,5 ay bi hafta normal bir hafta değil olarak devam ettiği ve erkek kardeşini de miyavlamalarıyla delirtiği için ilaç vermek zorunda kaldık, çünkü erkek olan da ergenliğe girmeye başladığı için çiftleşmeye çalışıyorlardı, henüz çok küçük oldukları ve hamilelik olması zarar vereceği için ameliyat yerine ilaç vermeyi tercih ettik. 2 aydır rahatız, gelecek ay ameliyat olcaklar. veterinerinizle görüşün bu ihtimali de

Erkek kedi

erkek kedi kısırlaştırılmazsa azgınlığı hiçbir zaman bitmez, her zaman bafilemeye hazır durumdalar.

Erkek kedimizi kısırlaştırmamak için çok uğraştım, dişi kedi bulduk, her gün dışarı çıkardık ama nafile, geceleri "böoooaaaavvv böoouuu" diye kafamızı ütüledi, 1 yaşını doldurduktan sonra 1 sene civarı dayanabildik, sonra kısırlaştırdık.

Acuka - muhammara iyi gider. Aslında çok zor değil, salça, ceviz, zeytinyağı, ekmek içi, baharat. Hem nachoları daldırır daldırır çıkarırsınız, hem de uluslararası ortamda Türk-Orta Doğu bir şey olur.

aychovsky'e ek humus derim ben de. hem çok popüler oldu, hem de yapması çok kolay.

mercimek kofte olmaz mi
ve gavurdagi salatasi

benzer organizasyonlarda hep minik atıştırmalık sandviç ve benzeri şeylerin verimli olduğunu gördüm.
sen de küçük pastırmalı peynirli sandviçler falan yapabilirsin belki. kanepe kadar küçük değil de küçük yani.

Humus+1 ve bence bir de karides güveç yapabilirsin hem kolay hem de yemek gibi olur sonra somonlu krem peynirli kraker ya da kanepeler olabilir

eti form üzerine az yağlı krem peynir ve roka. efsane oluyor ve eti form sayesinde tokluk hissi de yaratıyor.

@aychovsky benimde ilk aklıma gelen acuka oldu. en kolayı bu galiba
@turk kizi humus burda da var ya biliyolar yani.
@jimicik mercimek köftesine ölürüm ama burda yapması biraz kasabilir. ince bulgur yok nihayetinde.
onun dışında kanepe peynir somon falan aslında iyi gider tabiki ama türk mutfağı gibi değil.
mücver düşündüm bide ne dersiniz?

Yoğurtlu kereviz salatası? Bence gider gibi yanına.

Patlıcan deyince, közlenmiş patlıcan salatası, veya yoğurtla karıştırınca ben çok seviyorum.

Veya yine patlıcandan şakşuka gibi bir şey.

Veya havuçlu tarator? Bunu ben yapmıştım yurt dışında, çok beğenmişlerdi ve değişik gelmişti.

@kaymaktutmayansicaksut kereviz iyi gidebilir evet.
@peggy yalnız közlenmiş patlıcan ve havuç tarator beni bitirdi. çok severiiim. güzel olur.

Evet çok kıskancım.

Çok kıskancım. Sahiplenme duygusu nedeniyle.

hiç.

linç edileceğimi biliyorum ama kıskanmak kadar varoş bir duygu yok. bunu yalnızca ilişki değil her anlamda söylüyorum. kıskanç insanla işim olmaz.

az ile orta arası. o anki ruh halime ve duruma bağlı.

bu arada eski sevgilimi kıskanmam yenisini kıskanırım, eskisinden banane.

Eski sevgililerimden sadece birini kıskandım, uzun sürdü, evlendiğinde geçti.

Sevgililerimden sadece birini kıskandım, çok kıskandım, kaç kafam olursa olsun hepsini anında yiyebilecek haldeydim, bu adam yukarı paragraftaki adam.

Diğerlerine bu derece kıskançlık beslemedim. Çünkü hiçbirine âşık değildim. Çok sevdim ama âşık değildim işte.

Yani âşıksam çok kıskancım, değilsem az kıskancım.

çok.
eskileri hatırlamıyorum bile ama seviyorsam kıskanıyorum. zor güvenebilirim.

hiç test edilmedim. kıskanç değilim sanırım. durduk yere kıskanmam. güvenmediğim kimseyle birlikte olmam. bilemedim.

hiç. ne diyor siz, gavatım.

insan ilişkilerinde kıskanç biri değilim.
aklıma bile gelmez birini kıskanmak.
imrenmek... belki bazen.

duygusal ilişkilerimin genelinde kıskanç biri değilim.
kıskançlık yaptığım ya da kıskandığım bazı durumlar olabiliyor sadece.
bunlar da ufak tefek şeyler olduğundan ve açıkça ifade ettiğimden, genelde ilişki içinde espri konusu olur.

kıskançlık doğru şekilde yansıtılmadığında ya da ilişkinin temelini oluşturup, güvensizliğe vardığında sir gawain'in dediği gibi "varoş" bir hal alıyor.
o da çekilmez bir şey zaten.

çok aşırı kıskancım

derecesi duruma göre değişir ama kıskancım.

Orta. Yenileri hic, eskileri cok kıskanırım, bu durumda orta oluyorum.

Hiç değilim ve inanılmaz itici geliyor bana

Orta kıskançtım eskiden. Şimdi; hiç.

çok.

bazı spesifik konularda çok kıskancım, mevcut sevgili için. ona da belki kıskançlık değil hırs bile diyebiliriz.

atıyorum; karşı cinsten bir iş arkadaşı sırf sevgilim seviyor diye işe börek-çörek-kurabiye yapıp getiriyorsa, benim o kıza karşı önyargım asla kaybolmaz ve her manevrasında rahatsızlığımı dile getiririm.

yoksa adam arkadaşlarıyla çıksın eğlensin diye yalvaran da benim.

Hiç kıskanç değilim.

değilim diyorum ama kıskancım galiba.

Orta

evet
evet
çok

eski sevgili hiç.

yeni; görünürde az, iç dünyamda orta.

ÇOK kıskanç biriyim. Bunun özgüven eksikliği olduğunu da düşünmüyorum ayrıca.

çok kıskanırım, az belli ederim.

valla ben kıskançlık olarak adlandırılan davranışlarımın sonradan ne kadar haklı yakarışlar olduğunu gördüm. onun için artık sorunun bende değil karşı tarafta olduğunu anlıyorum. boşuna devreleri yakmıyorum ve yoluma bakıyorum.

blatta hiberna + 1
Hiç kıskanç değilimdir, bir iki durumsal istisna olabilir. O da on saniyelik bir espri ve karşılıklı gülme seansı ile sonuçlanır.

Bir 8-10 yıl önce kıskanç hareketlerim vardı, şimdi çok anlamsız geliyor. 'Eskiden seviyordum, şimdi sevmiyorum' durumu yok; eskiden de aşık oluyordum, şimdi de aşık oluyorum. Hayatımdan drama, çalkantılar çıktı. Bu benim kararım değildi ama bu yönde evrildim ve hayat kalitem arttı. Bunun birlikte olduğum insanla da ilgisi yoktu, o değişim süresi boyunca aynı kişi ile beraberdim. Şimdi her türlü kıskançlıklı, kavgalı, dramalı şeyler her bölümünde 350 milyon olay olan ama süreyi uzatmak için de konuşmaları sündüren Türk dizisi kıvamında geliyor. Bu herkesin ilişkisinin dinamiğine uyacak bir şey değil. Bazı ilişkileri de kıskançlık ayakta tutabilir, tutkuyu körükleyebilir ama benim tutkumu söndürüyor. Yıldız Tilbe 'Aşk düzlükte yaşanıyor, düzlük tek aşkta' gibi güzel bir laf etmiş; ben tutkuyu sakinliğin (hatta bazılarına göre monotonluğun) içinden çıkarmayı seviyorum. Kıskanılırsam da oflayıp puflamaya, bunalmaya başlıyorum zaten.

Eski sevgili, 'eski sevgili' kalıbı geçmedikçe aklıma gelmiyor zaten. Kıskanmayı geçtim, hiçbir şey hissetmiyorum.

kiskancim
eskiyi de yeniyi de kiskanirim
çok kiskancim
ozetle kiskanc biriyim

Bazen evet bazen hayır. Aynı durum için hem feci bir kıskançlık hissi duyarken, 2 dakika sonra amaaaan durumuna geçiyorum. Sonrasında genel olarak kıskanmıyorum, kıskançlığın getirdiği yakıcı duygularla uğraşmamak için. Kendimi kasamıyorum kısaca.

@aychovsky +1. hiçbir şey hissetmiyorum eski sevgiliye karşı.

çok değil.

ara sıra.

genel anlamda orta-az. güzel bir etin pişme derecesi gibi.

Kıskanç değilim mantıksız kiskancliklarim hiç yoktur sevgilime eski sevgilin de allah için güzel kızmış muhabbeti yapabilen bir insanım ama tabii ki çok saçma bir durum varsa kiskanabilirim yani gavat da sayılmam.
Eski sevgiliyi kıskanma kısmını anlayamadım eski Sevgilimi niye ve nasıl kaskanayim ki? Ayrıldıktan sonra uzun süre bir şeyler hissetmeme ve onun yeni bir sevgilisi olmasına rağmen kiskandigimi hatırlamıyorum.duygularım bittikten sonra kıskanmam zaten mümkün degil.

gittiğin ülkenin para birimi nedir?
bankadan çeksen de benim bildiğim önce usd ye ordan o birime çevirilir.

döviz bürosundan dolar alıp o ülkede dolar bozdurmak en mantıklı seçenek sanırım.

döviz bürosundan dolar alıp gittiğin ülkede bozdur +1
daha önce bu şekilde arjantinde peso aldım ve acayip karlı olmuştu. ama işin kilit tarafı gittiğin yerde güvenilir döviz bürosu bulmak. mutlaka otelden falan sorup soruştur. onlar yönlendirsin uygun bi yere. havalimanındaki döviz bürosuna yanaşma bide.

anlaşmaları bankalardan komısyonsuz cekebılırsınız

Para birimi Tayland bahtı. Herhangi bir anlaşmalari yok bizimkilerle bildiğim kadarıyla. O halde döviz Almak daha karlı.

ben de geçen benzer bi soru sormuştum. (git: 1162991)şöyle tavsiyeler aldım. belki sana da faydası olur.

www.codecademy.com
www.computerscienceforeveryone.com
htmldog.com
www.w3schools.com
www.codingame.com

uğraştırıcı derim ama zor diyemem.

ben yazılım mühendisliği okuyorum. okumuyor olsaydım da çok fazla şey değişmezdi diye düşünüyorum.

yorgunluktan ölmek üzere olduğum için şu an açıklayıcı bir cevap yazamıyorum, yarın sabah önceki cevaplarımdan bir liste yapıp bu cevabı düzenleyeceğim.

"bu insanlar nasıl öğreniyor? "

yeterince ısrar edersen öğreniyorsun. tek bir kaynak yok, parça parça topluyorsun. dökümantasyon okumak çok önemli bu arada.

zaten bilgi çok hızlı değiştiği için devamlı olarak öğrenmek zorundasın, belirli bir ritim tutturabilirsen üzerine koya koya ilerliyorsun. epey uğraştırıcı bir iş tabi, ben çok yoruluyorum.

teşekkürler hepinize.

aslında dün bu yazılım kursunu bir yakınım için sormuştum ama iş biraz bana döndü sonra. ben de hep ilgiliydim bu konuya ve üniversite sınavına gireceğim yıla denk gelmesi böyle bir sorunun güzel oldu.

daha önce biraz python'a merak salmıştım. istihza vardı, en temelden her şeyi güzelce anlatıyordu. o aralar ilk kez ısınmıştım ama daha sonra okul vs derken bıraktım ve unuttum gitti.

ama şimdi bir sorunun varlığının farkında oldum.

daha önce fikri benden çıkan, birkaç yazılımcı ile ilerleyen, oradan itü çekirdek'e kadar götürdüğümüz bir proje vardı. benim çok bi iş yaptığım söylenemez ama en azından fikirde etkili olmuştum. o zamanlar onlara da sorduğumda bu yolu çok net cevaplar alamamıştım. o günlerden beri çok ilgili oldum bu konuya. ben de python ile başlamak istemiştim işte, tavsiye üzerine.

ilerlememiz gereken yolu bilmiyoruz. gitmek istediğimiz bir ada var ama hangi gemiyle, hangi sulardan, nasıl geçeceğiz bunu bilmiyoruz. elimizde bir harita olsa adaya çoğumuz varacak belki.

yani demem o ki; yazılım öğrenme sürecinin nasıl olacağını bilmiyorum.

şöyle anlatsam belki daha iyi olur;

mesela diyorsunuz ki, ben yazılıma bir giriş yapmak istiyorum. hemen ilk sorular; 'hangi dili öğrenmek istiyorsun, yazılımla ne yapacaksın, blabla..' bunlar soruyu soran kişinin kafasını daha da karıştırıyor.

yahu bir yerden girecek işte adam. zaten sen ona balığı nasıl tutması gerektiğini öğret, di mi? işte balığın nasıl tutulması gerektiğini bilmiyorum kendi adıma.

ilk adımı nasıl atmalı bir insan bu konuda? nereden başlamalı?

anlatabildim mi kendimi bilmiyorum ama, yani kitaplar var mesela. yeterli mi? bu işe başlamak isteyen bir kişi oralardan mı başlamalı? yoksa ecnebi youtube kanalları var, milyon aboneli falan.

umarım anlatabilmişimdir derdimi...

(git: 1147997) daha önce benzer bir duyuruya verdiğim cevabı buraya da yapıştırayım:

eğer programlama zaten yapıyorsanız o zaman bu tarz kurslardan verim alırsınız da programlama işine uzaksanız bence en iyisi oturup kendi kendinize öğrenin.

bütün her şeyi kendi kendine öğrenmiş biri olarak kurslara da gitmişliğim var youtube'dan videolar izlemişliğim de var, kitapların her türlüsüne belki 3-5 bin tl (toplamda) para vermişliğim de var.

bütün bu emek ve para harcamalarım dışında bir tek kitaplara verdiğim paraya üzülmüyorum çünkü hayvan gibi bir kütüphanem de oldu.


şimdi kendi kişisel hikayeme dayalı tavsiyelerimi vereyim. ben işin akademik boyutunu bilmiyorum. bilgisayar bilimleri ya da programlama alanında hiçbir akademik eğitimim yok. dolayısıyla yazacağım şeylerin bir kısmı saçma olabilir. onu da zaten bu alanda akademik eğitim almış insanlar düzeltirler. ben kendi kendine öğrenmiş biri olarak yazayım (damdan düşeni en iyi damdan anlar :) )

birincisi programlamanın temeli algoritma. eğer daha önce algoritmalar ile uğraştıysanız işiniz kolay. daha önce algoritmalar ile uğraşmadıysanız öncelikle algoritma geliştirmeyi, yani aslında problem çözmeyi öğrenmeniz lazım. ve bu da dilden bağımsız bir şey aslına bakarsanız. algoritmayı siz hiç programlama bilmeden de geliştirebilirsiniz.

misal: rastgele verdiğiniz sayıları hazır kütüphaneleri kullanmadan sıralayacak bir algoritma yazın. önce kendiniz düşünün. 1 ,19, 6, 44, 8 gibi 5 tane sayı olsun. bunları bilgisayara nasıl sıralatırsınız bunu düşünün. sonra gidip google'da number sorting algorithms yazın. bakın bakalım bu algoritmalar neler yapıyor. nasıl işliyor.

sonrasında programlama öğrenmek için bir dil seçin. sanırım c# seçmişsiniz bence güzel. güzel çünkü kaynağı, forumları falan bol. muhtemelen sizin takılıp lan bu ne ya diyeceğiniz şey şu ana kadar 54546 farklı forumda 876868 defa sorulmuş ve cevaplanmıştır. seçtiğiniz dilde kaynak önemli.


algoritma kurgulamayı öğrendikten sonra veri yapılarını tanımanız gerekir bence. çünkü yapacağınız işte sürekli integer, char falan kullanmayacaksınız. o kadar güzel veri yapıları var ki ben kitaptan bunları okudukça bazen hassiktir ya ulan bunların ikisi aynı şey neden iki farklı şey gibi anlatmış bu mallar uzun uzun dedikten en fazla 1 hafta sonra mutlaka " ohaaaaa demek bu ufak fark için böyle önemli bir şeymiş ondan iki farklı veri yapısı var lan burada" demişliğim çok oldu. bunları bilmek güzel.


sonra design pattern öğrenmeniz lazım ki google bu konuda inanılmaz güzel siteleri size sunacaktır. ben kitap alıp kitaptan öğrendim ama çok geç öğrendim. bu programlama öğrenme serüvenimde geriye dönüp bir şeyleri değiştirebilecek olsam design pattern'i önceden çalışırdım bu da bana min. 5-6 ay kazandırırdı. bu design pattern dediğim nane de işte program kullanırken yapacağın bazı kod tasaraımlarının daha önceleri binlerce defa birbirinden farklı belki milyonlarca işte karşılaşılıp artık bir pattern haline getirilmesi. ben mesela design pattern'i sallamadığım zaman atıyorum 60 satır kod yazıyordum. sonra bir gün bilgisayar bilimlerinde doktora yapan bir arkadaşım nazikçe beni uyardı (ahahahah mal gibi ne kadar çok kot yazmışsın ya davar mısın 10 satırlık bir iş lan bu ahahahahah ). o anda bir aydınlanma oldu bende. çünkü zaten çok kişinin bildiği yıllar yıllar önce oturup kafa patlattığı ve basit bir çözüm bulduğu bir şeymiş o iş. sonra bütün kod yazma serüvenime ara verip design pattern kitabı alıp bir müddet onunla takılmıştım.

en son olarak da işin en zevkli kısmı olan nesne yönelimli programlamayı öğrenmen gerekiyor. en zevkli kısmı dedim ama bu tabii çok kişisel bir şey. benim için öyleydi. inanılmaz güzel bir şey, sürekli sınıflar tanımlamak, bu sınıflara ait metotlar tanımlamak, bunları organize etmek kod yazmaktan daha zevkli hale geldi bana. bilmiyorum belki de benim mallığım.

en sonunda da dilin kullanılışını öğrenmen gerekiyor. yani üç aşağı beş yukarı diller benzer geliyor bana aslında. c# ile başlamıştım ben mesela. sonra oturup biraz java öğreneyim derken baştan sonra bütün öğrenme aşamalarını yeniden tekrarlamıyorsun. sadece şu son aşamayı yani dili öğrenmeyi tekrarlıyorsun oluyor bitiyor.


tabii bütün bunlar için bir proje kurarsanız kafanızda sizin için iyi olur. çünkü öyle merak edip, bir şeyleri gerçekleştirmeye çalışmadan öğrenme motivasyonunuz çok çabuk gidecektir emin olun. çok çok büyük ve karmaşık bir proje olmasın bu. misal veritabanı programlama da öğrenecekseniz, bilgisayarınızda çalışacak bir kişi veritabanı oluşturmaya çalışın bütün bu programlama öğrenme sürecinizde. bir anda bütün fonksiyonları ve arayüz tasarımını halledemeyeceksiniz elbette ama parça parça birleşecek. programın özellikleri sizin hayal gücünüze bağlı. tamamen sallama isimler haydedin programa. tc kimlik numaraları, maaşları, ne bileyim boyları, kiloları, doğduğu şehirleri filan olsun. ya da ne isterseniz. fotoğraflarını kaydedin. sonra bu programı kullanarak belirli özellliklerde insanları bulan, bütün kayıtları belirli özelliklere göre artan ya da azalan sırada sıralayan bir program yazmaya çalışın. ya da buna benzer bir hedef kurgulayın kafanızda.


benim öğrenme tecrübelerim üç aşağı beş yukarı bu oldu. kurslara verdiğim para kesinlikle boşa gitti. yani kurstaki eğitmenler kötü falan değildi yanlış anlaşılmasın. ama bir yaratıclığı yok kursun. bütün kurs boyunca adamın biri sana bir şey diyor onu yapıyorsun. sen kukla gibisin. öğrenme bence böyle olmamalı. öğrenmede yaratıcılık sonsuz olmalı. herkes aynı şeyi yaparak öğrenemez. o yüzden yüzlerce site var size en çok uyanı seçip öğrenin. size en güzel gelen programlama videolarını öğrenin. bir de bu iş inanılmaz derecede zevkli bir iş. saçma sapan kasıntı heriflerin gelip sizden bu zevki almasına izin vermeyin. 1 şey öğrendikçe öğrenecek 100 şey daha açılıyor önünüzde ve böyle böyle sonsuza kadar gidiyor.

Ben de senin gibi merakli ve alakasiz bir bolumden mezun biriyim. Hep icimde ukte kaldi yazilim okuyamamak. Dusuncesi bile guzel benim icin. Ben de cok kereler sordum, arastirdim, nasil ogrenirim diye vs. En sonunda basladim. Python ogreniyorum suan. En iyisi bu diye dusunuyorum. Ogrenmesi kolay deniliyor diger dillere gore. Acayip de bir kaynak buldum www.istihza.com bilale anlatir gibi. Dilersen basla. Benimki hobi, kendimce biseyler yapabilecek duzeye geleyim, bir seyler ortaya cikarabileyim yeter :)

the wicker man. 73 versiyonu.

Hodejegerne
El cuerpo
A perfect murder
The game
The arlington road
Diabolueqe

tam istediğin gibi bir şey biliyorum, (bkz: 10 cloverfield lane)

soruda ne demek istediğimi anlatamadım gibi gelmişti ama tam istediğim türde öneriler olmuş :)aa şahanesiniz ya. ispanyolca olanlar için ve lannisterın oynadığı film için ayrıca teşekkürler...
rec ve 10 cloverfield lane izlemiştim ikisi de iyiydi.
the wicker man le başlıyorum o halde

the boy.

coherence

la cara occulta

the others. gerim gerim gerilmiştim nalet filmde.

the othersı izlemiştim evet haha naaaalet

25 bok varmis gibi oldum. Malesef devam ediyor.

5

19. Hayır.

21. Hayır

32.Hayır

13 evet
Diğerleri aşk değil heves.

21. hayır

20 devam ediyor.

19. hayir

20 hayır

22den 25e kadar dut gibi. Devam etmiyo tabi.

20, devam ediyor.

17 de oldum uzun sürdü.
Şimdi devam mı bitti mi sorusuna herhangi bir cevabım yok bitti diyemiyorum ama devam da diyemiyorum, karışık.

Yaş 29

18. Devam etmiyor.

ya galiba ben 15 yasinda cok pis asik oldum daha da olmadim

25 maalesef hala devam ediyor, iğrenç

pirinç hiç açılmayan htcyi normal çalışır duruma getirdi ama 1 hafta falan bekletmiştim ben. en azından 48 saat falan dursun bence

o telefonun acilen son vidasina kadar sokulup dis fircasi ve tiner ile detayli temizlenmesi lazim. icinde sivi temasi var, kapasitif flexi gormuyorsa komple kapanabilir her an.

düzelmez nemi geçici olarak alır telefon açılır ama 2-3 ay sonra mutlaka o telefon bozulur.

youtube dan video izleyerek içini açın ve pirince koyun.
içme suyuna (saf suya) düştüyse sorun olmaz, ancak düştüğü su temiz değilse (mesela klozet ise) oksitlenme yapacaktır bir süre sonra. bunun önüne geçmek için icim urperiyor+1

bataryasını vs çıkarın ve bir süre kullanmayın.

belki başka birinin de başına gelir, tecrübemi kısaca anlatayım:
yukarıda söylediklerime ek, @icim urperiyor ve @dahinnotha'nın dediklerini yaptık. yani telefonun her yerini açtık, çıkmayan bataryasını da çıkardık. bataryayı, telefonun iç donanımını ve ekran kasasını da bir gün pirinç içinde beklettik. sonra yeniden montajını yaptık ve telefon eskisi gibi çalışmaya devam etti, şarj soketini gevşek yapmış olacağız ki şarj edilirken sabit tutmak gerekiyor. bunun haricinde hiçbir sorun yaşamıyoruz.

erişimi engellenmiştir yine

açılıyor bende normal.

ben ilk 17 yaşımda çıktım. 29 yaşımdan beridir de yurtdışında yaşıyorum. iyi ki gelmişim, kalmışım diyorum.

20 yaşımda çıktım. hem erken gelmişim hem geç kalmışım oldu. çünkü 15 yaşımda çıksaydım ilk kez, 20 yaşımda erken gelmişim hissiyatı olmazdı.

hiç gelmeseymişim dedim ama okul bitmemişti henüz.

Ilk kez 12. Yasamak icin 30. Keske ilk cikisimda yurtdisinda kalabilseymisim.

ilk 19. en son 29. yaş 30.
19ken bok varmış gibi koşa koşa geri dönmüştüm türkiyeye. 29da burda yaşamaya niyetlenerek geldim. keşke 23-24de gelip kalsaymışım diyorum. zira yerleşmek için gelişimde bi ferdi tayfur havası, ben bu dağların nesine geldim ambiyansı olmadı değil ilk aylarda. evde simit falan yaptım ki normalde hiç işim olmaz. bu duyurularda kısırlık ince bulgur nerde bulurum duyuruları mı açmadım neler neler.
20lerin başı bence kolay adaptasyon için en doğru zaman.

Yaptırma.

dövme ile hiçbir çekiciliği kalmıyor o atletik vücudun.

Hahaha :) Şöyle bir vücuda koluna dev bir penis dövmesi bile yaptırsan "Hmmm ne kadar güzel, anlamı ne? :)" der kadınlar.

Cevap: Dövme hoşuna gidiyorsa yaptır.

bu kadar kaslı vücuda dövme biraz fedai gibi duruyo ama dövmeli kol > kaslı kol bence.

kaslı tabi ki. dövme yapılacaksa da böyle kocaman olmasın. kemence +1

daha sade bir dövme çok daha iyi iş görür.

böyle büyük bir şey yaptıracaksan da sırf yaptırmış olmak için tribal desenler yaptırma gözünü seveyim.

Dövme yaptırmak artık fazlasıyla out. Bildiğin varoş işi haline geldi. Yaptırma bence

dövme varoşluk oldu +1

bunun yerine al 50 kilo et at buzluğa. kaslarına yatırım yap.

tadı farklı oluyor, beklediğin şeyle yaptığın şey örtüşmeyince garipseyebilirsin

z.yağı ile yaptık çok kötü olmuyor

çok kötü olmuyor ama farklı geliyor biraz tadı.

konusmayı bitirmeyen sen nasıl yapıyorsun tarifi nedir?

ben hep zeytinyağiyla yapıyorum. hiç garip olmuyor

mantıksız bi soru zeyinyağını mısırı patlatacak kadar ısıttığında zaten sağlıklı değil aşırı kanserojen olduğu için mantıksız,denemeyin bile.

lezzetli oluyor ve gayet sagliklidir! zeytinyagi kaynama derecesi en yuksek yagdir.

benim de bildiğim kadarıyla ısıya en dayanıklı yağ zeytinyağıdır aslında. deneyip kendi fikirlerimi yazarım çok heyecanlı.

zeytinyağıyla yapınca mısırlar tam patlamıyo. arada sert sert kalanlar oluyo.

www.sanalmarket17.com

yagsiz yapin.

supernatural

sarışık erkek ve yakışıklı kombinasyonu diyince aklıma hep sawyer gelir. lost izle. ama sonu bombok bir yere çıkıyor.

Supernatural'ı da Lost'u da izledim maalesef.

sarışın yakışıklı der demez benim de aklıma ilk sawyer geldi. ama madem izledin once upon a time - prince charming diyorum ismiyle müsemma.

@in vino veritas Once Upon a Time'ı da izledim sırf Prince Charming için. Hatta Merlin'i bile izledim asgfsf (King Arthur'ın yüzü suyu hürmetine). Şimdi de Tyrell Wellick için Mr. Robot'u izliyorum ama kesmiyor, fazla göstermiyorlar adamı :/

lost izlerken jack yerine sawyer a bakan kadinlar...

normal tabii, efendi adam jack e bakacak degiller ya..

bill skarsgard'ın oynadığı hemlock grove vardı ama izlemedim.

@koşun lan mevzu var piç ya da efendi olması hiç önemli değil. tek kriterim sarışın ve yakışıklı olması. ister ezik olsun isterse kafadan kontak. yeter ki gözümü doyursun.

@kahoan Hemlock Grove'u da hatim ettim. 19-20 kez izlemişimdir herhalde, benim Bill Skarsgard'a marazi derecede tutkun olduğumu bilmeyen yoktur :(

mesajim lost onerenlereydi kurabiye hanim

1- younger. içinde "çok" yakışıklı olmasa da hoş biri genç biri olgun iki adam var.
2- you're the worst. bence başroldeki çocuk çok tatlı.
3- arrow. yine başrol. yine çok tatlı ama onun hikaye beni sarmamıştı hiç.
4- shameless. Lip ve Kev kalp ben.
5- new girl. nick. açık kumral diyelim. ama tatlı.

vikings

@miss mağara kadını younger ve you are the worst ilgimi çekti biraz, onları izleyeceğim teşekkür ediyorum.
@bason vikings'i de izledim.

@konuşma ben konuşuyorum daha bitirmedim aaa true blood vardı değil mi! iyi hatırlattın. başlayacaktım ona ben, unutmuşum.

aynen Alexander Skarsgård abimiz var
ama galiba ilk sezondan sonra yok mu ne?

buffy'de spike vardı saçları platin sarısına boyalı. ben çok beğenirdim. ama dizi eski ve spike ana karakter değildi.

Türk dizilerini izleyin.

Supernatural demeye gelmiştim, izlemişsin. Mr. Robot diyeyim dedim, onu da izliyormuşsun.

Suits diyeyim o zaman, başrollerde 2 sarışın abimiz var, bolca takım elbise de içerir:p

sons of anarchy

aşk-ı memnu
gümüş

@adramelekhh türk dizilerinde yakışıklı ve sarışın adam ne arar? hangi kanalı açsam esmer, sakallı, at hırsızı kılıklı tiplerle karşılaşıyorum. memlekette kıvanç'tan başka doğru düzgün sarışın adam yok. varsa da ben bilmiyorum (türk dizilerinden elimi eteğimi çekeli uzun süre oldu, yeni oyuncuları pek tanımıyorum).

shameless - lip
bates motel - Dylan (karakteri de tipi de on numero)

Yüksek sosyete ben şu Mert Dolunay için arada bakıyorum. Bence tatlı:)

www.haberler12.com

hangi bankadan otomatik ödemeye alındığını biliyosan git konuş. yok bilmiyosan yapabileceğin bişey gelmedi aklıma. ödeyen zaten bir ay içinde farkeder diye düşünüyorum.

1 ay değil ya 1 yıldır ödeniyor. Müşteri hizmetlerini aradım otomatik ödemeye alınmış ama bankayı söylemişlerdi şimdi hatırlamıyorum ama başka bilgi vermediler ödeyenin adı hesabı falan. Az da değil fatura 70-130₺ arasında değişiyor her ay. Benim merak ettiğim; ileride bu fark edilirse benden geriye dönük ödenen tüm faturaların ücreti alınır mı?

Evet faturalari odeyen dava acabilir sana da nasil fark edilmez 1 yilda cok enteresan? Acaba faturasiza gecirip tekrar faturali yapsan o kesilen surede iptal olur mu ki?

Kurum hangi bankadan otomatik ödemeye alındığını bilir (Aslında kimin otomatik ödemeye aldığını da bilir ya da öğrenebilir ama onu söylemez), kurumdan bankayı öğrenip bankayı arayıp durumu anlatırsanız müşterilerine ulaşıp durumu açıklamakla sorumlu olurlar. En azından yarın bir gün problem çıkarsa "ben aradım, söyledim, iptal edin, haber verin dedim" dersiniz, ha bu durum ödenmiş fatura bedellerinin sizden tahsilini engellemez ama sanırım bunun için de faturaları ödeyen şahsın "Sebepsiz zenginleşme" gibi bir dava falan açması lazım. (Bu kısmını hukukçu arkadaşlarımız daha iyi bilirler)

Benim teorime göre; sanırım bu hat kurumsal bir firmanındı ve kapatıldı ama bankaya haber verilmedi ve otomatik ödeme askıda kaldı. Hattı da sonra ben aldıktan sonra ödenmeye kaldığı yerden devam etti.

Yani diyorsunuz ki: böyle bir durumda karşı taraf isterse dava açabilir ve alabilir. Peki ben "haberim yoktu kendi bankamdan otomatik ödeme talimatı verdiğimi sanıyordum ve takip etmedim" desem olur mu acaba?

kurumsal bir firma yüksek ihtimal denilen gibi, tutarlar çok yüksek değilse o firma bununla uğraşmaz..

Faturaya ek telefon mu alsam acaba :))
Şaka bi yana 1 yıldır devam ediyor 1000lira falan olmuştur herhalde

@dewasa olmaz, sebepsiz zenginlesiyorsunuz su anda, faiz de isteyebilirler. Firmanin ugrasip ugrasmayacagini bilemem.

Hocam 30 yasında aileyle yasıyan er bireyim.

fazla uzatmıcam, o aydea 1500 lira ile neler neler yaparsın. bir dusun sadece.

çıkma eve falan.

kız arkadaş falan gibi şeyler yoksa tek başına çıkıp napıcan... ama şahsen o yaşa kadar hayatta yaşayamazdım.

@bohr
Kız arkadaş yok hocam.

bence çıkabilirsin. ufak bi evin olur. kendi kendini idare etmeyi yemeği çamaşırını ayarlamayı öğrenirsin.

"hem onların artık evde sabit olması hemde yaşıma rağmen annemin yoğun ilgisi,kişisel alan konusunda beni bunaltmaya başladı."

Şu satırı yazdıysan çıkman lazım,kesinlikle.

Valla ben insanların (elbette imkanları varsa) 25 yaşından sonra kendi evlerinde yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Kendini idare etme, finansal durumları düzenlemeyi öğrenme, kişisel bağımsızlık sınırlarını tanımlama, kendini tanıma, sorumluluk yüklenme gibi noktalarda insanın kendini geliştirebilmesi ve tam bir birey olabilmesi için aileden kopması lazım. Ayrıca özellikle erkek için kendi yemeğini yapmayı, kendi evini temizlemeyi, kendi arkasını toplamayı öğrenmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum.

Para biriktirmek her şey değil, hayatta yaşanılması gereken farklı deneyimler, öğrenilmesi gereken başka şeyler de var. 29 yaş artık koca adam yaşıdır. Bence kendi evine çıkmalısın.

gunumuz turkiyesinde ayri eve cikmak luks bence. biriktirin biraz paranizi yarin obur gun ulkenin ne olacagi belli degil.

eğer maddi olarak karşılayacak durumdaysanız çıkın derim. Yarın bir gün sevgili olunca ne olucak? Yaşam tarzınızla da alakalı tabi.

Ailenin yanında nereye kadar? 29 yaş..

Kendin yaşamak varken..Tabii maddi olarak karşılayabilecek durumda olunca.

Dostlar yazan herkesin cevabını değerli buluyorum teşekkür ederim,buradaki 2 ana akım ayrı görüş çevremdeki insalarda da var , tabi bende de aynı şekilde benzer ikilem devam etmeye Devam ediyor :)

hocam işten fırsat bulup gezme şansınız çok oluyorsa çıkmayın. o 1500 lira ile her ay 3-4 gün bir ülkeyi gezin. he eğer böyle bir fırsatınız yoksa çıkın gitsin. yaş 30'a dayanmış ekonomik olarak da problem olmuyorsa bunu yapmak için geç kaldınız bence. çekin krediyi 1+1 veya 2+1 ev alın. ilerisi için de düşününce mantıklı olur bence.

@golgi aygıtı

Hocam başka bir şehirde yatırım amaçlı aldığım kirada olan bir evim var aslında ,ankarada onu satıp almak direk mümkün olmayacaktır ama düşünülebilir teşekkür ederim.

bu biraz fedakarlık işi. yani konforun bozulacak elbette, maddi durumdan da zarar göreceksin. ama diğer ihtimal nedir? evlenene kadar aileleyle yaşamak mı? evlenince de yemek ve çamaşır işini eşinden bekleyeceksin.

oysa ayrı yaşama tecrüben olursa rutin işler gözünde büyümez, alışırsın. çünkü bi evin sorumluluğu, yemek, temizlik, fatura, vergi vs hepsi dert. alışana kadar tabi.

kişisel gelişim için ayrı evde yaşamalı diyorum.

bi de aile ile olan tarafı var, 29 senedir gördüğün insanlar bazen çekilmez hale geliyor. çünkü seni hep çocukmuşsun gibi görebilirler. hala 1 de ayaktaysan gelip hadi oğlum yatmıyo musun diyebiliyorlar. bu seni de etkiliyor, kendin için değil aman ailem bişey demesinciliğe oynuyosun.

yalnız da olsan aile ile de olsan zor ama bence yalnız eve çıkmak özgüven, kendine yeterlilik için çok daha faydalı.

benim de hiç niyetim yoktu ailenin yanından ayrılmaya, sonra iş sebebiyle yapmak zorunda kaldım. gayet de güzelmiş. aradan seneler geçti, şuan mesela oda (ayrı oda, ortak mutfak) değil apartman tutmak için maaşımın üçte birinden fazlasını vermeyi göze alıyorum.

bu yaşta durumu elvermesine rağmen ailesiyle yaşayan biriyle sevgili olmazdım.

@slalom

Sakin ol şampiyon vur dediysek öldür demedik , proveke etmeyelim annemi babamı evden attırma bu soğukta :)

Evlenmeyi düşünmesen bile bu yaşta artık ayrı yaşaman gerekir, 1 saniye bile düşünme.

Aileyle yaşamak, hele ki o yaşta yaşamak korkunç bir şey. Bence hemen taşın ama daha ucuz bir ev bul. Toplu taşımaya yakın olduğu sürece nerede olduğunun çok da bir önemi yok.

Annen baban yasini basini almis bireyler tabii, hem onlarin gonullerini hos edersin, hayir dualarini alirsin ne guzel, hem de 1500 tl yanina kar kalir. bu yastan sonra dunyaya boyle guzel katki yapacagin daha baskal kaynagin var mi? muhtesem firsat eger boyle dusunursen. Ben annesinin babasinin hayir duasini alacak diye, bu yasta annesiyle babasiyle yasayan biriyle evlenirdim, bu da baska bir bakis acisi olsun.

slalom +1 kesin olmazdım demeyeyim de bu adam niye ailesiyle yaşıyo ya hala derdim. şimdi yok ama yarın bir gün sevgilin olsa öğrenci gibi sinemaya mı gideceksin :) eline kalan 1500 le ne yapıyorsun ki şu anda?

ya sen bakma bekara karı boşamak kolay tabi. hemen yazmışlar 29 yaşında aileyle mi yaşanır yiaa. yaşanır tabi. bizim kültürümüzde böyle işte. sanki çevrenizde herkes 18inden sonra dünyayı geziyo. bu ne saçma bişey ya. bende ünideyken öğrenci evindeydim ama sonra okul bitince ailemin yanına geldim. e ne dicem sabah geç uyandığımda bıdı bıdı ettiğinde benim özgürlüğüm sınırlanıyo o yüzden ayrı eve mi çıkıyorum diycem. olmuyo işte. yeri geliyo bişey oluyo hayatında ailene anlatamadığın oturup ağlıyosun kapı duvar tekmeleyesin geliyo ama sonra hanım hanım odanın kapısından çıkıyosun e annen karşında noldu kızım ağladın mı sen diyo. 29 yaşında bende böyle kaçak göçek yaşamak istemem ama olan bu.
şahsen ailesiyle yaşıyo olmasına diil 29 yaşında işi evi ailesi falan herşeyi normal olan ve "ortamcı" olmayan bi adam olmasına daha çok şaşırdım.

Öncelikle tek başına ayrı eve çıkmak gerçekten karakter geliştirmede çok faklı deneyimler yaşatıyor. Evet maddi bir yükü var ama kafa olarak değişiyor olgunlaşıyor getirdiği sorumluluk sonrasında resmen farklı bir insan oluyorsunuz. Yalnızlığıda seviyorsanız gerçekten çok güzel bişey tavsiye ederim. Kişisel alan/aile sıkıntıları doğduysa beklemeniz hata. çıkın valla mis gibi

@slalom +1

Kötü bir şey dememiş, önemli böyle şeyler. Liseli gibi soğukta titreye titreye kafelerde falan mı buluşacağız? :) gidilmez çünkü aile olan eve zırt pırt.

maddi gücün de varmış, eve çık bence. belki de kısmetini kapatıyorsun. :)

zira büyük rahatlık.

yerinde olduğum dönemde ayrı eve çıktım, bi faydasını görmedim. keşke o parayla çılgınca gezseydim diyorum.

1500-2000 lira az para değil, sevgiliyle eve gitmek yerine haftasonu sapanca'da spa'ya ya da bodrum'a, mikonos'a falan gitmek daha güzel değil mi sence de? yerinde olsam parayı yatırıma ve gezmeye gömerdim.

ayri evin sana katacagi seylerle para ve konforun senin hayatindaki onemini karsilastir. herkesin cevabi farkli cunku herkesin hayatindaki oncelikleri ve deger yargilari vs. farkli. seninkiler ne durumda?

ayri eve cikmak bence guzeldir. ev yonetmeyi ogrenirsin. yarin evlenmeye kalksan esine bir asalak gibi yapismamis olursun. belki uc bes tamir isi ogrenirsin. komsu iliskileri ogrenirsin. daha basit yasamayi, idare edebilmeyi ogrenirsin. evinde ozgur olur kendi kurallarinla yasarsin. ama;

ailenle de her gun kavga gurultu seklinde gecmiyorsa ayda 1500tl kenara atabiliyor olmak guzel birsey. dusunuyorum da istanbulda kiraya, esyaya, tasinmaya, faturaya vs. verdigim paralarla cok rahat bir ev alabilirdim. o kisim uzucu. senden kucuk bir arkadasim var. ozgurlugune cok duskun. surekli aksiyon halinde. eve cikmis olsa simdi yaptiklarinin hicbirini yapamaz. simdi bile surekli borc kredi oduyor. ama ote yandan bir sevgilin olunca ne yapiyorsun? o kisim biraz komigime gidiyor. liseli gibi odana mi goturuyorsun kizi :(

Cidden aileden ayrı eve çıkmamışların fikrini alma derim. Sosyal hayatı çok olan biri değilsen işine yakın uygun fiyatlı ev tut derim. Ayda bir defa eğlenmeye gidiceksin diye.
Kız arkadaşının olmama sebeplerinde biri aile evinde kalman olabilir. :D
*** Asıl önemli maddeye geldik. Bizim kültürümüzde erkeklerin yasayış biçiminden dolayı talihsiz bir durumu var o da evden hep dışlanıyor olmak. Annen şimdi sana evi kirleten umursamaz evin işleyine ters bir parça gibi mi davranıyor bilmiyorum ama genellikle böyle oluyor. Böyle yaşamaya alışıyoruz maalesef. Hiç evin olmadan evlenirsen ilerde karının da sana böyle davranma olasığı artar. Evle ilgi hiç düşünmediğinden ev kurulurken pasif olursun. Evin düzeni otururken de pasif olursun. Sonra farkedersin ki ev hayatında senin varlığının önemi yok aksine senin varlığın olumsuz bir şey. Kirleten ev düzenini bozan... Ben aile ile yaşarken kendimi o eve ait hissetmiyordum bu yüzden. 40 yaşlara gelen abilerimden hep aynı şeyi duyuyorum. Hiç hayatında kendilerine ait bir evleri olmadan yaşayıp gidiyorlar.
Eğer kendi evine çıkarsan bir evin nasıl işlediğini görürsün. Senin asla düşünmediğin şeylerin aslında sürekli zaman alan yapılması gereken şeyler olduğunu farkedersin. En önemlisi kendine ait bir evinin olmasın ne demek olduğunu ne kadar değerli olduğunu deneyimlersin.
Bir kadın himayesinden başka bir kadının himayesine geçme bence.
Ayrıca ben de kendi evine temizlik vs konuları yüzünden çıkmayan bunu da gururla söyleyen bir erkekle birlikte olmazdım. Kendine bakamamak, kendine yetememek ne zamadır övünç konusu haline geldi bilmiyorum.
Not: bu son cümleler senin içinde değil çevrede böyle bir sürü adam var.

Dostlar demek istiyorum, yorumlarınız için çok sağolun paylaşımlarınıza sevindim.Her bakış açısı ayrı değerli, bende karar aşamasında hala değerlendirmeye devam ediyorum tam netleştiremedim malesef :)

Özgürlükçü ve kendi gelir kalemlerini oluşturmuş bir bireysen,dağlar kadar param olsun birikim yapayım düşüncesinde değilsen elbette ki çıkmalasın.Bunun kararını vermek için çok da zamanın olduğu söylenemez.Annen ve Baban iyice yaşlandığında istesen bile bu adımı atmana maneviyatın el vermeyecek.Hayatı biraz da kendinle başbaşa kalarak yaşamalısın bence :)

evlen bence

slalom +1
direk olmaz demesem de ciddi suphe ile yaklasirim. ayrica bir de kendi evin varmis baska bir yerde, onun kirasiyla bir seyler yapabilirsin hocam, illa ev almak zorunda da degilsin, onun kirasinin ustune koy daha ucuz yollu bir sekilde hallet, 1+1 olsun kafan rahat olsun. turkiye'de ayri evde yasamadan birey olabilme, kendi kendini idame ettirebilme ne yazik ki ogrenilmiyor (istisnalar haric), 100 kilo agirliginda minik bir bebek olarak kaliniyor.

Türkiye sınırlı içerisinde yaşamıma devam edersem buradan bir arkadaşında tavsiye ettiği gibi evimi satıp üzerine denkleştirip ankaradan bir ev alma yolunu seçeceğim gibi,diğer durumsa malum yurtdışına gitmek/kaçmak fikri ile gün içersinde bir kaç kez fikir değiştirip sarmalda ilerliyorum bakalım nolcak.

biz yapmayız diyoduk ama yaptık. o ruh hali seni ona itiyor zaten, akışına bırak.

olmaz.
hatta katıldığım gayet elit sayılabilecek bir düğünde herkes son anda halaya dönmüştü de ortam şenlenmişti. meğer herkesin içinde biraz oğuz yılmaz, biraz halay müziği duyma isteği varmış.

olmaz.

namümkün

Olmaz.

Turk-alman dugununde sapsari almanlarin gobekli turk akrabalarla halay cektiginivgordu bu gozler.

şu ana kadar gittiğim hiçbi düğünde halay yoktu çünkü karadenizliyiz ve gittiğimiz düğünlerde de iki taraf da karadenizliydi düğün boyu gıy gıy kemençeyle durmaksızın horon oynandı(önemli not: horon tepilmez oynanır).

ha dersen horon da olmasın bi kere bi akrabanın kızının düğününe gittik ki bu akrabamız türkiyenin önemli özel ünilerden birinin tıp fakültesi dekanı. babam hemşerisi diye horon oynar isteğiyle gitti ama düğün boyu aryalar fransız müzikler çaldı kokteyl havasında geçti

baya oluyo. kuzenimin öyle oldu. düğünde türkiyede oldu. sahnede bi grup vardı. bunların istediği türden şarkılar söylediler hep. i found my love in portofinodan girdi solist, get luckyden çıktı. yani diil halay bi çiftetelli bi çalmadı o derece.

Bende dire straits çalan gitarist bi abi vardı. 1 yıl sonra ayrıldık tabii.

Halayli dugun mu olur? Dugunde eglenirilir normalde. Ben de halayla eglenemem, disko dansiyla eglenirim. O yuzden dugunde disko dansi yapilmasindan yanayim. Ama kimse benim yanimda degil bu konuda.

son gittiğim düğünlerin hiçbirinde halay yoktu- aileler izmirli ve istanbulluydu hepsinde. halay biraz orta anadolu düğünlerinde oluyor galiba.

Olmaz. Damat halayı diye bişey var, hiç olmazsa damat halayı olur.

keşke açılan duyuruya tik koyma imkanımız olsa. benim böyle bi organizasyondan haberim bile yoktu ve tam da hayatımın bu döneminde ihtiyacım olan şeydi. sayende öğrendim. teşekkürler.

Toastmasters'a bir yıldır katılıyorum. Ingilizceme ve ozguvenime çok katkısı oldu. Ayrıca yeni ve saygın insanlarla tanışabiliyorsun, networking şansı doğuyor. Kesinlikle oneriyorum. Ankara'da Amerikan kültür merkezinde vardı ama yeri bana ters olduğu için katılamamıstım.

toastmasters süpermiş de 200 lira çok yav öğrenci için :/

girmeden önce çalıştın mı bilmiyorum ama biraz spesifik şeyler istiyorlar diye hatırlıyorum, böyle işte giriş gelişme sonuç düzeninden bağlaç kullanımına falan. çok casual bi stille yazdıysan içeriği iyi olsa da puan kırmış olabilirler. ben 6-7 sene önce falan girmiştim içeriği iyi ama yapısı eh işte bi şey yazdım ben de 6.5 almıştım writingden üzüntü :(

ben ilk defa listening den 9 alanı gördüm. troll değilsen tebrik ederim.
bence para ve zamanla uğraşacağına sınava tekrar gir.

@konskenkova tesekkurler, ancak writing 7nin altinda kaldigi icin o 9'un hicbir onemi kalmadi iste

İtiraza da mı para oduyorsun?

Yazım hatası yapmışım.

Sınav ücreti 500 TL
İtiraz 400 TL (haklıysan paranı geri alıyorsun)

Tekrar gir, 1 hafta çalış 8 de alırsın zaten. İtiraza değmez, değiştirmezler de çok bariz bir hata yoksa.

freya doğru söylemiş, kompozisyon yazar gibi istiyorlar. giriş, gelişme ve sonuç olacak, intizamlı olacak, fikir kopuklukları olmayacak ve zengin olacak.

Writing ouanlamada cok acimasizlar. Bence sonuc alamazsin. Tekrar sinava girmek daha mantikli.
Gerci bana hakettigimden biraz fazla verdiklerini dusunmustum:)
listening 9 bravo bu arada:)

sınava tekrar girersen diye söylüyorum. writing için istedikleri format hakkında ieltsliz.com den faydalanabilirsin. videoları falan var çok basit bikaç tip veriyo. sana lazım olanda o sanırım. kolay gelsin.

Bir sure ucretsiz izin almaniz mumkun degil mi?

iş bulmadan ayrılabilirsiniz bence sorun yok. iş bulmadan ayrılmak istemiyorsanız eğer rahat edebileceğinizi düşündüğünüz düşük maaşlı stressiz bir iş bulmanızı öneririm. gezme tozma gibi planlarınız yoksa eğer bir de bu şekilde denenebilir.

7 yıldır aynı işi yapıyorsanız ve halen orayı terketme hele boşta kalarak gitme riskine girebilecek kadar az imkanınız varsa siz o işi hiç sevmemişsiniz. zira 7 yıl birçok şirkette en az iki terfi getirir başarılı bir bireye. belli ki böyle çok verim alamayacaksınız. deneyin bence.

birebir aynı durumdaydım. geçtiğimiz eylül ayında acıma son verdim. iyi bi plan yaptım 1 yıl için. planımın sonucu çok da iyi olabilir hiç bişy de olmayabilir ama denemiş olucam denemek istiyorum dedim. tavsiye ederim.

Cevap sorunun içinde gizli.
'bir süreli mutluluk'

1-ücretsiz izin alamıyorum :(
2- 2 defa terfi aldım ama üçüncüsü çok zor.

İki saat suda bekletmeye gerek yok. İlk önce akan suyun altında ovalayarak yıka kınoayı. Bunun amacı da kabuğundan dolayı oluşan acılığı yok etmek. Daha sonra 1 kinoaya 2 ölçü suyu ateş üzerine koy kaynasın. Kaynama başlayınca kınoayı ilave edip 15dk kısık ateşte pişir, suyunu çeksin. Daha sonra kapağını kapalı şekilde dinlendir. Oldu bitti.

Tadı bulgur - pirinç arası geldi bana, ama lezzeti güzel. Tuz atarsan salataya gider, tuz atmazsan meyve ile gider. Afiyet olsun.

@oligomer uvff hadi yaa. veririm tuzu pul biberi o halde. çok sevindim sağol umarım güzel olur.

Çok sevdim ben, muhtemelen senin de hoşuna gidecektir. Ama kilit nokta ilk baştaki ovalayarak yıkama. Bir de kaynama esnasında hafif bir koku bırakıyor ona takılma. Pişince koku kalmıyor. Piştiğinde minnacık patlamış mısır benzeri kinoaların olacak. Afiyetler olsun :)

avrupa'da genelde bulgurun daha iri tanelisi var.

cous-cous (okunusu 'kus kus' )olarak ara her yerde bulabilirsin. her supermarkette vs var, en kotu fas, tunus, cezayir marketlerine bak, bulamaman imkansiz.

Kinoayla kısır nasıl olur ki ama :/ tane tane baya ağza gelen hissedilen bir şey. İnce bulgur gibi birbirine yapışmıyor, biz hep senede bir 10 kg götürüyoruz o yüzden.

Kesinlikle cous cous bulursun. Ama makarna kuskusu degil bulgur olandan. Kinoayla ugrasacagina 1e 1,5 ölçü kaynar suyla 5 dakikada hazirlarsin

kinoayla deniycem valla bu sefer. dolaşırken cous cous da gördüm evet hatta baya tereddüt ettim bunla da olur mu olmaz mı diye. bakalım bi kinoayla deniyim olmazsa ikinciye kuskusla denerim :)
buarada irmik gördüm yaa. irmik var ince bulgur yok bu nasıl şey

normal bulguru miksere atsan ince bulgur olmuyor mu?

Daha ne ise yaricaksin kardeş, her aşamada elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışsin zaten.

O staj işi biraz ters olmuş ama hayat bazen böyle takılıyor işte. Elinden gelenin ötesi için biraz akışına bırak, canını fazla sıkma.

tüm dönemin stajını yapmış, onların biriyle bile yakın değil misin? staj yaptıkları şirkete sorsunlar, benim başarılı bir öğrenci arkadaşım var sizde staj pozisyonu var mı uygun diye. ya da yurt dışında senin alanında şirketlerde çalışan türk birini bul, durumunu açıkla. bu işler hep netwörk hop diyince olmuyor sadece başvurarak.

plus: zorunlu staj diye bişey varsa git bölüm sekreteriyle profesörlerle konuş, bana kimse staj vermiyor diye, onlar netwörklerini kullansınlar biraz. bastır yani, öyle durursan kimse gel çalış şurda demez.

edit: en kötü tr'de bir yer bul, akrabalarına falan söyle.(başvurarak değil, tanıdıkla, referansla vs.)

@hophophoba, akraba dedin, guldurdun beni :) kimseden is cikmaz.

ilk lisansimi bitirdigimde beni kabul eden ama son asamada yan cizen cok buyuk bir sirket vardi, o siralar iletisimde oldugum turkler vardi. adami 2 yil aramamis olmama ragmen yuzsuzluk yapip aradim, sagolsun arastirdi ama sirketin onun calistigi base'inde stajyer almiyorlar, diger yerler de avrupa disi ve avrupa disina maddi imkansizliklardan dolayi gidemem.

calistigim barda ozellikle noel zamani bir suru sirket yemegi oldu. her sirketten en az 1-2 kisiyle sirf staj icin muhabbet kurup iletisim bilgilerini aldim. sonra kendilerine direkt basvurumu gonderdim, onlar da insan kaynaklarina gonderdi basvurumu ama onlardan da bir sey cikmadi.

evet zorunlu staj ve okuldaki hocalara zaten milyon kez gittim. bizim bir database'imiz var, oraya bak iste dediler ilk once. baktim, tum ilanlar alman native speakerlar icin. sonra bana bir sirket listesi verdiler, onlar da sadece almanlar icin. sagolsunlar bir de linkedin, monster gibi zaten magaradaki adamin bile duydugu sitelerin isimlerini verdiler. saka gibi. ben hepsini deneyip sonuc alamadigimi soyleyince de allalaa bizim ogrenciler bu zamana kadar hep buralardan buldu dediler.

almanlar zaten hicbir zorlukla karsilasmadan 5-6yerden birden kabul aldi genelde. kendileri iclerinden secti. adamlarin anadili almanca, ingilizce var ileri seviye, yine akici sekilde ispanyolca veya fransizca konusuyorlar okulda gordukleri icin ve universitede de bir dil daha ogreniyorlar.

3-4 rus var, onlar nasil buldu bilmiyorum.

bulgar cogunluk var, onlar da zaten baya zengin ailelerden geldikleri icin odeme yapmayan stajlarda veya babasinin kankasinin sirketinde falan staj yapiyorlar.

Staj icin aiesec vb ogrenci topluluklarina gidebilirsin.
Onun disinda tabi ki zorlanacaksin ve ben de hocalari anlatirken demek istedigini anladim (avusturyada okuyorum) ama bir sekil geciliyor yani, bu kadar umutsuz olmana gerek yok.
Sadece kendin icin ses cikaramayip lisedeki hocalarinin dedigine he demen hata olmus. Onun disinda hata goremiyorum.

sende bi işe yaramıyosan biz ne yapıyoruz acaba... benzer bir sürece adım atmak üzereyim ve altından kalkamazsam diye ödüm patlıyo, 2015 mezunlarının yaş ortalamalarına bakıyorum sürekli. ya olmazsa ya yetmezse bişeyler diye kendi kendimi aşağı çekiyorum ve gerçekten düştüm yazdıklarını okuyunca. daha önce biri yazmış, zorunlu staj ise okulun ayarlaması yada yardımcı olması lazım yani lazım değilse de genelde öyle yapıyolar. bence de okula baskı yapmalısn ve türkiyede başvurdugun yerler büyük ihtimal "fazla" oldugunu düşündükleri için dönüş yapmıyolar. bu tip durumlarda açıklayıcı bir önyazının büyük faydası oluyo. keşke böyle olmasa ama yaa :(

liebe oesterreich, aiesec falan para istiyor. ben zaten maddi sikintilar icinde bogusuyorum. buraya geldigimde bankada 2400 euro param vardi, 2000'in altina duserse tehlike canlari calacak diyordum, su an 1000'in ustunde tutmaya calisiyorum. bu durumda aiesec'e falan para verecek durumda degilim maalesef.

okula da bastiriyorum. dedim ne yapmaliyim siz bir yol gosterin. basvurumu bir hocaya gosterdiler onlar da, o hoca da sorun yok dedi. sirket konusunda da kendilerince yardimci oldular iste birkac sirket ismi vererek.

bu arada ispanyada hollandada falan buldugu stajyer uzerinden para kazanan bazi kuruluslar var, onlara da gonderdim belgelerimi. onlarin beni yonlendirdigi sirketler de reddetti. hatta o kuruluslardan birisi de agustos 2017'ye kadar olan oturum iznimi agustos 2016 zannedip database'lerinden cikarmisti benim profilimi de sonra ben bilale anlatir gibi anlatmak zorunda kaldim duzgun okuyun 3 satirlik belgedeki tarihi diye.

hocam sıkıntılı ya üzgünüm. devam et başvurmaya, bunu bi dönüm noktası olarak düşün, eğer tutunup başarırsan gerisi gelecek. şu an yaptığın şeyler doğru, sadece yanıt alamıyorsun. eğer devam edersen eninde sonunda bir şey gelecek.

Aiesecle maddi durumun hakkinda konustun mu?
Yardimci oluyorlar gercekten zor durumdaysan ki istedikleri en son 100€ gibi bir seydi (biliyorum su anda senin icin buyuk bi miktar ama denenebilir)

Ayrica yine maddi durum icin, hochschülerInnenschaft var mi almanyada bilmiyorum (ogrenci birligi diyelim) bunlar genelde yine maddi acidan zorluk yasayan ogrencilere destek cikiyorlar. Bu konulari iyice arastir, biraz daha rahat olabilirsin boylece.
Onun disinda erasmus stajlari var, erasmus+ mi ne galiba adi artik. Onlara kesinlikle baktin mi?

doğu avrupa ülkelerine baktın mı? çek cumhuriyeti, romanya falan? Onların bazı firmaları çokuluslu falan oluyor, birakç tanıdığım öyle yerlerde çalışmıştı.

yapacagim staj zaten erasmus+ olacak ama onun icin de once staj icin kabul edilmek gerekiyor, erasmus hibesine elimde kabul belgesiyle basvurabiliyorum.

maddi yardim konusu da soyle sikintili, ben buraya garantor belgesiyle geldim vize icin bloke hesap actiracak param olmadigindan. simdi de kira yardimi veya baska turlu herhangi bir yardima basvurdugumda o belgeyi gorup zaten sana destek olan garantorun var diyecekler. ama o garantor sadece kagit uzerinde yardimci oluyor bana. gerci sagolsun kadinla hepitopu 3-5 kez gorustuysek her seferinde cebime 50ser euro sikistirdi tam bir anneanne gibi. ama iste o yardimlara basvurursam hem garantor var diye reddedilecek, hem de bu kez garantorun fake oldugu ortaya cikip iki tarafi da sikintiya sokacak.

hophophoba, dogu avrupada genelde ucretsiz staj oluyor. alman sirketleri nerede olursa olsun odeme yapiyor ama siemens, bosch vs gibi sirketlerde de dunya capindan rakiplerim oldugu icin yine eleniyorum. denemedim degil, dedigim gibi hepsini denedim. artik son care almanya ici yardiriyorum. olur da burada olsun bir sey bulursam okula bu kez o sekilde baski yapacagim disarida bulamadim, hic yapamayip bir donem daha uzatmaktansa almanyada yapayim diye ama burdakilerin cogu da ileri seviye almanca istiyor, benim B2/C1'i kabul etmiyor.

B2/C1 seviyeyle staj bulamamana sasirdim, alman olmaman disinda cok bir dezavantajin görünmüyor. zaten bakmisindir ama stepstone.de ve www.praktikum.info staj bulmak icin iyi siteler. Bir de üniversitelerin kariyer sayfalari oluyor, stajyer arayan sirketler hep oralara ilan verir.
almanya'da kalacagini varsayarak söylüyorum yas hic problem degil. ilk okudugunu sevmeyip, ikinci üni okuyan ve 30'larinda calismaya baslayan cok tanidigim var benim burda.
son bir tavsiye. bulundugun sehirde bir konsolosluk varsa, onlarin etkinliklerine vs bak. Biraz gidip gelirsen türk isadamlariyla falan tanisirsin, bir siemens olmaz ama yine de staj zorunlulugunu tamamlayabilecegin bir sirket bulabilirsin.

*hayat seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sabret çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.

*ha bir de baştan sona vaktin olduğunda bu motivasyon videolarını izleyiver.
www.youtube.com

» ne diyeyim arkadaş :( allah yardımcın olsun... bu konuda diyebileceğim bir şey olmadığından, zaten bir şeyler söyleyen arkadaşların dedikleri de sizin yapmadığınız, denemediğiniz çok da farklı şeyler olmadığından, benim de bari böyle bir katkım, faydam olsun istedim... :)

ben maalesef staj için öneri sunamıyorum ama güzel şeyler demeye geldim :')

yaptığın şeyler hiç küçümsenecek şeyler değil, ben de öğretmen lisesinde 4 yıl öğretmen olmayacağım diye okudum, mezun olunca herkes çıldırdı nasıl öğretmenlik yazmazsın diye, sonra ne yaptım amerikan edebiyatına girdim, bölümü çok sevdim çok memnun okudum ama mezun olunca ne oldum biliyo musun? bordrocu. şimdi ik yapıyorum, mezun olmadan bi dönem öğretmenlik yaptım vs. yani başka bir bölüm okusaydın da, tanıdık show yoksa türkiyede, yine pek memnun olduğun işler yapamayacaktın ve muhtemelen şu an seçtiğin yola yakın bir şey seçecektin. o yüzden geçmişe ait pişmanlıkları bırak gitsin. çok da güzel gelmişsin bugüne kadar.

almanyadaki sıkıntılarını yakından anlamam mümkün değil ancak içine düştüğün durum yalnızlıkla ve parasızlıkla gözünde biraz büyüyor olabilir. büyümesi de çok normal ama bunların geçici olduğuna ve elinden geleni yaptığına inanman lazım. destek göremeden sürekli kendi başına iş çözmeye çalışmak hiç kolay değil. bence senin gibi bulunduğu noktadan sıkıntısı olan birçok insanın aksine, aksiyon almışsın, çalışmışsın, bambaşka bir bölüme başlamışsın. bitirmemen için hiçbir sebep yok.

umarım staj konusunda işler düzelir, iyi şanslar :')

yahu ne guzel insanlar var burada. bi dunya mesaj aldim moral olmak isteyen herkesten. hepinize cok tesekkur ederim, sizi seviyom <3

@douchebag, birazdan yollayacagim cv'mi dropbox uzerinden.

1. annem ve babam. iliski anlaminda yok. olmadi. olacagini da sanmam zaten. gotunuze girsin o no tusu ya da dokunmatik ekran.

2. ?!?!?

@lorenzen gel öpücem o son tepkin için, allahım sinir oluyorum ya.

1) geçenlerde gecenin 2'sinde liseden arkadaşım aradı. (mezun olalı 10 sene oldu.) açtım. geyik maksatlı aramış. genel olarak açarım. elbette alacaklı ya da müşteri değilse. :)

2) erkek olarak cevaplayayım. ben genelde aramışımdır. en azından kırgın olmadığını söylemesini isterim. yok illa ki ters yapıyorsa eytt terebea deyip kapatırım.

2 maddeye de uyuyorum, çok şımarttın sen beni diye terkedildim.

okuyun da ibret alın olm.

1- bence çok şey değil. böyle kadın bulursam bırakmam.
2- ben ne zaman böyle davrandı isem sevilmedim. yani @ok by sana diyorum. kadınlar böyle adamı bulunca nikah falan basmıyor. sevmiyorlar öyle erkeği. şimdi ben de pislik pislik davranıyorum. daha çok seviliyorum.

1) annem babam, bir de arkadaşım var öyle. telefonunun sesini kısmaz gece. sevgilisi arasa açmaz ben arasam açar. öyle de güzel insan.

2) okurken sinirlendim soruyu. yok çünkü. yok arkadaş, ne gördüm ne duydum.

ilk soruya ek olarak; meşgule atar mutlaka ama kendisi aramak için.

1) bi erkek bunu ya seni çok sevdiği için söylüyordur ya da hayatı boyunca hep aşırı duygusal biri olmuştur ki bu da senin başına iş açar uzak durmak gerekir.

1) çok şey istemek. insanların bir yaşantısı var ve sen buna saygı duymuyorsun. bu fazla bencilce.

insanlık malesef eskisi gibi degil
tüketim toplumu lafı var ya, o ilişkilere de yansıdı.

diyelim ki 75 kuruşun var, istedigin ve ihtiyacın olan mal 1 lira.
Onu alabilmek için 25 kuruşu zor kazanıp alıyorsan(ilişkine emek veriyorsan) daha degerli oluyor.

5 liran varsa, 1 liralık mal önemli olmuyor, 4 tane daha alırım diyorsun.

hele bir de 75 kuruşu olup, senin şımartmalarınla 5 lirası var sanan salaklar var, seni begenmiyor ben 4 tane daha alırım diye, sen bırakınca 75 kuruşluk oldugunu görüp, yine sana dönmeye çalışıyor.

1) Ailem ve bir iki arkadaşım dışında yok, onlar da panik olurlar, her zaman yapamam :)
2) Görmedim, duymadım, bilmiyorum :(

1. yok. (annemi babamı bile öyle vakitli vakitsiz arayamam, telefonu açana kadar benim başıma neler gelmiş olabileceğine dair senaryolar yazıp akabinde kalp krizinden ölebilirler.)

2.yok.

1)var.
2)bu da var. ama sevgilim değil. kıysam mı nikahı acaba?

1) Var. Sevgilim ve bazı arkadaşlarım.
2) Yok. Hiç aranmadım bu şekilde. Sanırım böylesi hayal. Olsa kaçan kovalanır demezdim, içtenlikle söylüyorum. Çünkü kızgınlık başka şey, kırgınlık bambaşka.

sabahın köründe beni hazine bakanlığından arayıp "kayıp nazi altınları sizindir, gelip 300 ton altınınızı alınız" diyeceklerini bilsem bile açmam. zaten sessize atıyorum.

2: ben erkeğim ama böyle bir kız arkadaşım olmuştu. 1-2 kere aynı dediğin şeyi yapıp aradım soğuk kapattığında ama baktım ardı arkası kesilmiyor, huy edinmiş resmen; bir daha geri aramadım. o da bu işleri bıraktı. 15 yaşında değiliz artık.

1) sabahın köründe fln çat diye açan kimsem yok hiç de olmadı böyle bi isteğim de olmadı. bişeyin "çok" olduğuna kanaat getirmek alan-veren arasındaki anlaşmazlık olabilir dolayısıyla sen böyle bişey istiyosan bunu vereni bul istemek çok diil bence.

2)soğuk kapatmayalım diyen/soğuk kapatırsak tekrar arayan biri var hayatımda kaçan kovalanır yada oh la la fln da diil... belki nezaketten yada küs yatılmaz gibi bişey olabilir hiç bi fikrim yok

1) Babam. Eski sevgilim. Meşgule atarlar ama kendileri aramak için.
2) Eski sevgilim. Her seferinde bunu söyleyen geceleri uyuyamayıp geri arayan biriydi. Ben trip yapa yapa bıktırdım en sonunda bitti. Ama başım sıkışsa önce babamı ararım sonra da onu.

1. var. çok şey değil ama bunu sürekli yaparsan çok şey bazısı uykusuna ihtiyaç duyuyor, çalışıyor çünkü.
2.var. ben onu o beni.

2. ben öyle biriyim ama bunun sevgiyle falan bir alakası yok. yarım kalan hiçbir şeyi sevmem ondan olduğunu zannediyorum. ayrılmayacaksan barışmalısın, iyi kapatmalısın. seviyeli davranmak falan bana göre değil.

1 ve 2 _ Her ikisi için de evet. Kendisi nişanlım. O'nu çok seviyorum.

hayatından çık. en güzel iyiliği yapmış olursun.

@sorunlarım var
ikimiz de gayet güzel vakit geçiriyoruz.

bence de çık hayatından adamın.

ekleme: kıskanç mı ? ahaha 1-2 seneye evleniyorum, sen kendini kurtar.

duyuru'da akıl tutulması mı var nedir anlamıyorum arkadaş ya. kıskanç mısınız lan yoksa?

Oyun oyna. Ne bileyim şu web sayfasına/kitaba bak yukarıdan 5. Satırın 3. Cümlesini oku de. Oradan çıkarması gereken bir sonuç okusun onu bir diğerine bağlasın, en sonuna küçük bir hediye koy. ben yaptığımda çok eğlenmiştik, kişye göre değişebilir ama.

tam sevgili olamayız, bazı engeller var. madem sevgili olamayacaksın; hem kadını hem kendini psikolojik olarak yormanın; nihayete ermeycek bir ilişki için enerji harcamanın gereksiz olduğunu düşünüyorum sadece. ha illa güzel bir atraksiyon yapayım diyorsan ki hatun ayrı ülkede; yapacakların weble sınırlı kalacak. webcam de şirinlik yapabilirsin. gitar falan varsa gitar çal.

youtu.be

bunu yolla. :)

sorunlarımvar +1

valla benim en beceremediğim şeydir. hiç uğraşmam giderim veterinere kar, kış demeden. çektiğiniz eziyete değmez... .)

Sırt üstü tutup gövdesini bacaklarımın arasına sıkıştırıyorum. Sert değil ama kaçamayacağı şekilde. Sonra bir kolumla üst gövdesini bastırırken aynı elle patisini tutuyorum. Gene fazla baskıya gerek yok. Kedi kaçamayacağını anlasın yeter. O zaman kaçmaya da çalışmıyor. Rahat rahat kesiyorum. Kendi tırnaklarımı kesmek bile daha uzun sürüyor zaten. Arka patileri de kesmiyorum. Zaten normalde biyerlere veya birilerine saldırmak için onları kullanmaz ama yere tutunmasına yardım eder.

www.vidivodo.com
şöyle bir şey var. deneyebilirsin.

Aman çok dikkat edin, biraz dipten keserseniz hayvanı kanamadan öldürebilirsiniz.
www.uzmantv.com

arka patileri ben de kesmiyorum. ön patiler için de, alçak bir yere oturuyorum bunu da dikey pozisyonda bacaklarımın arasına sıkıştırıyorum. böylece belden aşağısı etkisiz oluyor, ama ayakları yere değiyor böylece havada durmuyor. ön patileri tutuyorum zaten, bazen ısırmaya kalktığında da dirseğimle kafasını diğer tarafa çeviriyorum yani ön patiler ve ben sağa bakarken, kafası sola bakıyor. ama tabii bunları sert yapmayın yazık iyice korkar saldırır.

Bir süre unutturun makası ve olayı.Olabildiğinizce sakin zamanların(ız)da rahat bir şekilde ilgisizce ( hey şimdi tırnaklarını kesiyoruz! demeden:) )olaya girerseniz olayı kavrayana kadar bir pati biter zaten.
Başlarda bütün tırnakları bir kerede kesersiniz ama sonra zaten -deneyimlere dayanarak söylüyorum- tırnakların hepsini aynı anda sivriltmiyor her patide 2-3 tırnak jiletleşiyor onları halletseniz yeter.

Bence kesinlikle kovalama yakalama paketleyip tırnakları kesme eylemlerine girmeyin. Biz en azından bir yerimizi çizinceye kadar dokunmyoruz tırnaklarına çizildiysek biliyoruz vakti gelmiş.

bizde kızı annem kucağına bebek oturtur gibi oturtup sıkıca tutar ben de tırnaklarını keserim. sadece ilk seferinde daha bebekken veterinerde kestirmiştim tırnaklarını daha sonra yani 3 senedir kendimiz kesiyoruz. huysuzluk ediyo annemin ve benim parmaklarımızı ısırıyo hafiften ama aldırmıyoruz. çünkü burda en önemli nokta tırnakları kanatacak kadar çok kesmemek. onu görmek de çok kolay tırnağın içinde pembemsi, sanki et varmış gibi olan bi kısım gözükür bi de uca doğru daha saydam kısım vardır. saydam kısmı kesip geri kalana dokunmadıktan sonra da bi sıkıntı olmaz. aynı insan tırnağı gibi aslında mantığı.

kısırlaştırılmış da olsalar içgüdüsel olarak bazı kıpırtılar oluyor kedilerde, o nedenle dışarı çıkmak isteyebilirlermiş ara ara veterinerimizin dediğine göre...

benim biri ailemin yanında 2'si bende olmak üzere 3 kedim var. ikisi ara ara gecenin 1-2'si gibi kapıya bakarak miyavlıyolar çıkmak ister gibi, açıyım dedim kapıyı azıcık geziniyolar, bi daha bi daha çıkmak istiyolar o nedenle hiç izin vermemek daha iyi, zamanla unutuyolar.

ayrıca başka kedilerle pek anlaşamıyorsa o bira öyle gidecektir, benim büyük oğlan öyleydi, yanına geirdim pek kabul edemedi, sonra da hep mesafeli oldu.

fannstmer'in dediği gibi, dışarı çıkmak istese de, dışarı bırakmayın.
bir süre sonra unuturlar.
benim kedilerim de evde bazen konuşa konuşa dolaşıyorlar.
henüz sorun çıkmamışken sorun çıkarsa diye korkmayın.
kedinin çıkardığı ses köpek havlaması gibi değildir, o kadar dikkat çekmez.

kedinin huyuna göre ikinci bir kedi işe yarayabilir.
mesela benimkilerden biri çok uysaldı, yeni gelenle çok iyi arkadaş oldular.
ama diğeriyle kavga ediyorlar.
onu siz analiz edeceksiniz, ama sonuçta tamamen şans işi.

miyavladığı zamanlarda birkaç kere önüne oyuncak falan atıp aklını dağıtın.
ama oyuncak istediğinde miyavlayacak duruma da gelecek gibi şartlanmayacak şekilde.
onun dışında kedi alışkanlıklarını değiştirmenin yolu yok.
ya kendi kendine unutur ya da aklı dağıtılır/dağılır.

bizim gidiş-geliş saatlerimiz rutin olmamasına rağmen evden birimiz çıktığında arkasından bağırıyo bizimki çıkanın geri gelmesine yakın da bağırıyo. bi de gece yatmadan önce bazen çok bazen az bağırıyo genelde takip ediyorum bu bağırmaların ardından çiş/kaka yapıp susup yatıyo. bazen de bağırmıyo gerçi mesela bu gece bağırmadı hiç. kedilerin gariplikleri işte :)

kedilerin huylari emsalsizdir. parmak iziniz nasil size ozguyse, kedilerin huyu suyu da kendilerine ozgudur. (bkz: kedilerin hikmetinden sual olunmaz)

benimkilerden birinde de iplik sevdası var.
evde dikiş dikildiği için bir ara ciddi problem olmuştu.
kafa yormayın, yiyebileceği "şey"leri ortalıkta bulundurmamaya özen gösterin.

naylon iplikse eğer onu da listeye ekleyebilirim

yok bizimki normal bildiğimiz iplik düşkünü.

bu tip şeyler yutması teknik olarak zararlı değil, ama yine de bağırsağı tıkama vb. gibi şeylere neden olabilir.

o yüzden onun yiyeceği türde şeyleri ortalıkta bırakmayın kullanmadığınız zaman.

yok benimkisi de yapmıyo. hatta oynuyo diye ceviz, fındık, çikolata jelatini falan gibi şeyler de atıyoruz önüne hiç yutmadı.

İstanbul ve Ankara'ya alışkın biri Bolu'da kafayı yer muhtemelen. Aşırı derecede küçük ve hareketsiz.

liseyi tedde bitirdiyse boluda ilk sene hiç duramaz ikinci sene bıraksam mı madem başladık devam mı etsem der üçüncü sene bi şekilde koy götüne der fakat yalnız kalır. e üçten sonrası da malum okul bitmyo 3 sene naptık derken. hoş olmuyo yani hiç girmesin.